Sanatçı, çok küçük yaşlardan itibaren iki tutkusu olduğunu söylüyor: Sanat ve havacılık.
7 yaşında maket uçaklar, resimler ve tasarımlar yapmaya başlayan sanatçı, bu tutkusunu büyüyünce ne olacağı sorusuyla ilişkilendirmediğini belirtiyor. Ailesinin karşı çıkması üzerine resim okuyamayan Oganaki, ikinci tutkusu olan havacılığa adım atıyor ve pilot olmak için sınava giriyor. Orta kulak problemi yaşayan Oganaki, bölümler arası geçiş yaparak Havacılık İşletmeciliği’ni bitiriyor. Mezun olduktan sonra THY’de Uçuş Harekat Uzmanı olarak görev yapan Oganaki, pilotluğa en yakın meslek olduğu için bu işi yaptığını belirtiyor. Ayrıca yolcuların merak ettiği soruları cevapladığı “İyi Uçuşlar” kitabının da yazarı olan sanatçı, havacılıktaki meslek hayatı boyunca sanattan hiç kopmuyor ve tablolar yapmaya, antika ve eski eşya tutkusunu sanatla birleştirerek restorasyonlar, tasarımlar ve çağdaş sanat eserleri üretmeye devam ediyor. Oyuncaklardan asla vazgeçmediğini de vurgulayan sanatçı, vintage oyuncak koleksiyonu olduğunu ekliyor. Bütün bu elementlerin birleştiği diorama sanatını, kendi deyimiyle ‘minyatür ortam heykeltraşlığı’nı keşfetmesiyle, üretimlerinden tatmin olduğunu çünkü resim, tasarım, gözlem gibi yetenekler gerektiren bu alanın kendisi gibi aceleci bir insana sabretmeyi ve detayların önemini öğrettiğini belirtiyor. Eserlerini üretebilmek için marangozluk, elektrikçilik gibi zanaatlarda, seramik, heykel gibi sanatlarda da ustalaşmasını sağladığını ekliyor.
Oganaki diorama üretimlerine, Ankara’daki stüdyosunda hala devam etmektedir.
