d. Ankara, 1957
İki yaşında resim yapmaya başlayan Baykam’ın eserleri, altı yaşından bugüne kadar Bern, Genevre, New York, Washington, Paris, Londra, Roma, Münih, Stockholm, San Francisco, Berlin, Sidney başta olmak üzere tüm dünyada sergilenmeye başladı.
1975-80 arasında Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde ekonomi, L’Actorat’da aktörlük tahsili yaptı. 1980-1983 yıllarında, California College of Arts and Crafts’de (güncel adıyla CCA) resim ve sinema eğitimi gördü. 80’li yıllarda başlayan Yeni Dışavurumculuk Akımı’nın öncülerinden olan Baykam, 1987 yılına kadar Amerika’da kaldı. Ardından İstanbul’a geri dönen Baykam, bugüne kadar yarısı uluslararası olmak üzere 151 kişisel sergi açtı, sayısız grup sergisine katıldı. Eserleri, Berlin Academie der Künste, Barcelona Picasso Museum, Roland-Garros Museum, Pinacothèque de Paris, Stedelijk Schiedam, Museum der Moderne Salzburg, National Academy of Arts of Ukraine, Osthaus Museum Hagen, Künstlerhaus Bethanien Berlin, Bahrain National Museum, Kunstverein für die Rheinlande und Westfalen gibi müze ve enstitülerde ve Kahire, Venedik, İstanbul ve Buenos Aires Bienalleri’nde sergilenen sanatçı, aynı zamanda Daniel Templon (Paris), Stephen Wirtz (San Francisco), Galeri Baraz (İstanbul), The Proposition (New York), Gallery Siyah Beyaz (Ankara), E.M. Donahue (New York), Galerie Kuchling (Berlin), Lavignes-Bastille (Paris), Galerie Pages (Genevre), Opera Gallery (Londra), Gloria Delson Contemporary Arts (Los Angeles) gibi galerilerde sergiler açtı.
Birçok kısa metrajlı film ve video çekti, aktörlük yaptı. Baykam 80’lerde ayrıca New York’un çehresini değiştiren grafiti sanatçılarından biri oldu. 80’lerden itibaren standart hale getirdiği büyük boy işleri, politika ve erotizmi çağdaş sanat ortamımıza taşıyan sanatçı, yıllardır üzerinde çalıştığı, dijital ve boyasal saydam katmanlar serilerinin uzantısı olarak, 2007 yılından bu yana tüm dünyada büyük ilgi gören “4D” yani dört boyutlu işlerini üretmeye başladı. Birçok serginin küratörlüğüne de imza attı.
UNESCO’ya bağlı Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’nin de kurucularından Baykam, örgütün Türkiye Ulusal Komitesi Başkanlığını 10 dönem boyunca sürdürdü ve halen Onursal Başkan sıfatıyla katkılarını sunuyor. 2015 yılında düzenlenen UNESCO resmi partneri International Association of Art (AIAP/IAA) 18. Dünya Sanat Birlikleri Genel Kurulu’nda Dünya Başkanı seçildi. 2011 yılında, Meksika’nın Guadalajara kentinde yapılan 17. Dünya Sanat Birlikleri Genel Kurulu’nda, UPSD Başkanı olarak Baykam’ın yaptığı teklifin oybirliği ile kabul edilmesi üzerine, Leonardo da Vinci’nin doğum günü olan 15 Nisan, Dünya Sanat Günü ilan edildi. 2019 yılında ise Baykam’ın, IAA Dünya Başkanı sıfatı ile UNESCO’ya taşımış olduğu öneri yine oybirliğiyle kabul edildi ve Dünya Sanat Günü Uluslararası UNESCO Günleri’nin arasına girdi. Yedi buçuk yıl boyunca Dünya Başkanlığı görevini üstlenen Baykam, AIAP/IAA’in 2023 yılında, İstanbul’da düzenlenen 19. Olağanüstü Genel Kurulu’nda Başkanlığı Güney Koreli Kwang Soo Lee’ye devretti. Aynı genel kurulda International Association of Art Onursal Başkanı seçildi.
Hürriyet Gösteri, Tempo, Siyah-Beyaz, Akşam, Aydınlık, Genç Sanat ve OdaTv gibi birçok yayında yazarlık yapan ve eski CHP Parti Meclisi Üyesi olan Baykam, 32 kitabın ve iki uzun metrajlı senaryonun yazarı. Hakkında yayınlanmış 61 katalog ve 8 kitap bulunuyor. Baykam halen Cumhuriyet Gazetesi’nde yazıyor.
Taksim’de bulunan Piramid Sanat’ın (2006) kurucusu olan sanatçı, çalışmalarını İstanbul’da sürdürmektedir. Gazeteci-yazar Sibel Baykam ile evli olan Baykam’ın, Suphi Baykam adında bir oğlu vardır (1999).
SERGİ: LES DEMOISELLES REVISITED
TARİHLER : 3 Mayıs - 14 Haziran 2025
AÇILIŞ : 6 Mayıs, 18.30
ÖZEL GÖSTERİMLER : 3 Mayıs’tan itibaren, randevu ile
YER : S/BEAUBOURG GALLERY
35 Rue Quincampoix, 75004
İLETİŞİM : Micaela Neveu +33 (06) 50 55 07 28
S/Beaubourg Gallery +33 (01) 42 71 12 16
GALERIE@ARTENGAGEMENTCONSULTING.COM
Les Demoiselles Revisited, Art Engagement Consulting (Micaela Neveu) ve Art Mouvance– Société pour l’ Art (Patrik Gunnteg) yönetiminde, S/Beaubourg Galerisi’nin 2025 sezonunun öne çıkan etkinliklerinden biri olarak öne çıkıyor. Picasso’nun Les Demoiselles d’ Avignon adlı başyapıtıyla kesintisiz bir diyalog kuran sergi, bu diyalogun 2007 yılında tablonun yüzüncü yılı vesilesiyle yoğunlaşmasının ardından sürdürülmesini simgeliyor. Sergi, 1980’lerde yeni dışavurumculuğun tanıtımında ve yaygınlaşmasında önemli bir rol oynamış olan BEDRİ Baykam’ın sanat anlayışıyla bütünlük içinde ilerliyor. Baykam, eserin birebir taklidine dayanan yorumları reddederek, Picasso’nun bu kurucu yapıtına post- oryantalist bir yeniden okuma sunuyor. Bu yaklaşım, kolektif hafıza, bakışın jeopolitik eleştirisi ve Batı estetik normlarının altüst edilmesinin kesişiminde yer alıyor. Sanatçı, parçalanmaya dayalı üslubu ile karşıt yerleştirmeler ve üst üste bindirmelerden oluşan neredeyse barok ve çoğul bir dil geliştiriyor. Bu sayede görsel anlatıyı doğrusal yapıdan kurtararak sürekli bir harekete dönüştürüyor. Bu biçimsel değişkenlik, sanatçının pratiğinin temel taşlarından biri olarak sergiyi fenomenolojik bir deneyim alanına dönüştürüyor: izleyici, karşılaştığı çoksayıdaki işaret arasında sürekli yeni ilişkiler kurarak görüntüyle bağını her defasında yeniden yapılandırıyor. Saygı duruşu ile altüst etme arasında gidip gelen Baykam, modernizmin kör noktalarını — sömürgecilik, fetişleştirme, bakış odaklı erotizm — yeniden harekete geçiriyor ve parçalı yaklaşımı sayesinde sanat tarihine eleştirel bir hafıza öneriyor.Bedenlerin erotize edilmiş estetiği, mahmur pozlar, silüetlerin duyumsal varlığı ve kadınsı gölgelerin oyunları, Batı merkezli kadın temsillerini eleştirel bir bakışla sorguluyor.
SERGİYE BAKIŞ
BEDRİ Baykam’ın Galeri S/Beaubourg’da sergilenen “Les Demoiselles Revisited” sergisi, sergileme eylemini başlı başına bir sahnelemeye dönüştüren performans temelli küratöryel metodolojiye dayalı yenilikçi ekspografik yaklaşımıyla öne çıkıyor. Bu paradigma, Austin’in “How to Do Things with Words” (Sözle İş Yapmak) ilkesinden esinlenerek, sanat tarihçisi Micaela Neveu’nun şu düşüncesini genişletiyor: “Bakmak, gösterileni organik biçimde özümsemek ve onu kişinin içinde etkin hâle getirmektir. ” Böylece sergi, izleyicinin algısal bir deneyime etkin biçimde katıldığı sürükleyici bir mekâna dönüşüyor. Picasso’nun Les Demoiselles d’ Avignon adlı yapıtıyla sürdürülen eleştirel diyalog — özellikle tablonun yüzüncü yılı vesilesiyle yoğunlaşan bu ilişki — Baykam’ın sadece bir saygı duruşuyla yetinmeyip onu çağdaş bir yeniden yorumlaaştığı bir çerçeveye dönüşüyor. 1980’lerde yeni dışavurumculuğun öncüsü olan Baykam, bu yorumunu tematik, felsefi ve politik bir bağlam içinde kurguluyor. Yapıtı Batı metafiziğine derinlemesine köklenirken aynızamanda çağdaş jeopolitik gerilimlerle de temas hâlindedir. “Güzel”e dayalı bir estetik anlayışa bağlı olan Baykam, kanonik ustaları güncel ideolojiler bağlamında sorgular; özellikle oryantalizmin hem ABD’de hem de Türkiye’deki aşırı yorumlarına yönelik eleştiriler geliştirir. Kübist ilkelerden — çoklu bakış açısı, perspektifin parçalanması — yola çıkarak hem görsel hem anlatısal düzeyde parçalanmış bir yapı ortaya koyar. Kadın figürleri, bağlamlarından koparılmış şekilde belirsiz ve erotizm yüklü alanlara yansıtılır. Sanat tarihçisi ve akademisyen Hasan Bülent Kahraman’a göre bu kompozisyon, bakışların kesiştiği bir sahneyedönüşür: bakan ve bakılan kadınlar, kendi eserine bakan Picasso, Picasso’ya bakan Baykam, Baykam’ı gözlemleyen Picasso; eserin çevresinde dolanan tarihsel göndermeleri çağrıştıran isimler… Bu bakışın iç içe geçişi (mise en abyme), sadece bakışın üretimini değil, onun hangi konumdan icra edildiğini de sorgular. Baykam böylece tekil anlatılardan arınmış, çok sesli ve açık uçlu bir anlatı yaratır; bu yapı, yorumların sürekli değiştiği bir hareket etrafında kurgulanır. Kahraman’ın da belirttiği gibi, öznelik ile yansımalı bakışların kesiştiği bu bakış mimarisi, Velázquez’in “Las Meninas”ında gördüğümüz barok temsili yapı gibi, bakışın doğasını ve sanat yaratımını bir düş, yanılsama ve dünyaya açılan mecra olarak yansıtır. Biçimsel düzeyde Baykam, kolajlar, serbest fırça darbeleri, şeffaflık efektleri ve lentiküler yüzeyler kullanarak anlatısal çoğulluğa sahip bir barok estetik inşa eder. Bu tekniklerle beden, gölge, duruş ve erotize edilmiş kadın figürüne dair imgeleri canlandırırken, aynı zamanda algı biçimlerini ve çağdaş görsel dili de yeniler. Yüzleri olmayan silüetler ve çıplaklığa terk edilmiş bedenler aracılığıyla voyörizme işaret eden Baykam, izleyicinin bakışının kadın figürüne nasıl hükmettiğini sorgular.Aynı zamanda Batı sanat tarihinde kadının sıklıkla bir arzu nesnesine veya zamanda asılı kalmış fahişe imgesine indirgenmesiyle ilgili yerleşik kalıpları da tartışmaya açar. Bu yaklaşım, yerleşik görsel kodları görünür kılarak kadın bedenine dair yeni bir okuma önerir; iktidar, arzu ve tahakküm ilişkilerini ortaya çıkarır. Art Mouvance tarafından tasarlanan bu performatif sergileme düzeni, eser ile izleyici arasındaki karşılaşmayı yansıtıcı bir deneyime dönüştürür; burada benliğin kimliği, algılama eyleminin kendisi içinde yeniden tanımlanır. Buna karşılık, serginin bodrum katında yer alan ikinci bölümü, minimalist bir sahneleme sunar; bu alan, yoğunlaşmaya olanak tanıyan bir geri çekilme mekânı olarak tasarlanmıştır. Bu bölümdeki eserler, çıplaklık ve cinselliği birer provoke edici unsur değil, görsel ve kültürel normları yıkma araçları olarak ele alır. Sadece yetişkinlere açık olan bu bölüm, karşılaşmanın sembolik ve eleştirel yoğunluğunu korumayı amaçlar. Micaela Neveu ve Patrik Gunnteg’in küratörlüğünde gerçekleşen Les Demoiselles Revisited, eserlerin basit bir araya gelişinden öte, serginin işlevini doğrudan sorgulayan bir yapıya sahiptir. Sanatın sınırlarını, hem aklı hem duyuları harekete geçirme kapasitesini ve sürekli yeniden yapılandırılan bir dünyada iktidar, kimlik ve anlatı ilişkilerini dönüştürme potansiyelini araştıran bir arayış olarak konumlanır.
Bedri Baykam, Vous Êtez Bien Chez Madame Claude, Tual üzerine karışık teknik, 168x238 cm, 2025.
Bedri Baykam, Consommer Avec Modération, Tual üzerine karışık teknik, 150x220 cm, 2025.
GALERİ S/BEAUBOURG & ART ENGAGEMENT CONSULTING HAKKINDA
Sanat tarihçisi ve Art Engagement Consulting’in kurucusu Micaela Neveu’nün yönetiminde, Centre Pompidou’ya sadece birkaç adım uzaklıkta konumlanan yeni S/Beaubourg Galerisi, Mart 2025 ortasında yeniden açılışından bu yana düşünce, deney ve eleştirel bakışa alan tanıyan bir mekân olarak yeniden tasarlandı. Yalnızca estetiğe adanmış bir mekân olmanın ötesinde, galeri artık sanatın sanatsal ve kültürel normları sorgulayarak dünyayla kurduğumuz ilişkiyi yeniden tanımladığı gerçek bir laboratuvar niteliğini taşıyor. 21 Mart 2025’teki açılış, hem eleştirmenlerin hem de izleyicilerin mekânsal kurgusu ve çağdaş meselelerle kurduğu yankı nedeniyle övgüyle karşıladığı Antoni Taulé’ün “Entropie” sergisiyle gerçekleşti. Bu kurucu proje, sergiyi bir düşünce eylemi hâline getiren ve sanat, kültür ve eleştirel söylem arasındaki sınırları araştıran bir yaklaşımı temel alan yeni bir programı başlattı. Bu yaklaşım, Art Mouvance – Société pour l’ Art (temsilcisi Patrik Gunnteg) tarafından geliştirilen performansa dayalı küratöryel anlayışa dayanıyor. Bu ruh doğrultusunda Art Mouvance iş birliğiyle Club Dumas kuruldu: her ay bir araya gelecek edebiyat ve sanat çevresi. Her oturum, o dönemdeki sergilerle diyalog hâlinde bir tema sunacak; böylece metin, imge ve toplum arasındaki ilişkiler üzerine yazarlar, sanatçılar, düşünürler ve izleyiciler arasında bir etkileşim alanı yaratılacak. Club Dumas, galerinin sanatın düşünceyi ve görüyü beslediği, entelektüel etkileşime açık canlı bir alan olma hedefini somutlaştırıyor. Eylül 2025 itibarıyla, S/Beaubourg Galerisi, sanat, yapay zekâ ve yeni yaratım biçimlerinin kesişimine odaklanan yeni bir proje serisine başlayacak. Bu girişimler, yeni teknolojilerin duyarlı, eleştirel ya da şiirsel bir uzantı olarak çağdaş sanatsal pratiğe nasıl dâhil olabileceğini keşfetmeye yönelik net bir kararlılığı yansıtıyor.